BIR YOLCULUK BASLIYOR

BIR YOLCULUK BASLIYOR

Saturday, March 17, 2007

PARQUE NACIONAL IGUAZU-ARJANTIN TARAFI






Guarani dilinde IGUAZU (Buyuk Sular) anlamina geliyor.Inanislarina gore Orman tanrisi Tupaya bakire kizlar kurban ediliyor. ancak Toraba isimli savasci genc; bu gelenege karsi cikip sevdigi kiz Naipur ile kacmaya karar veriyor.Ancak her ikisi de tanri Taipunun gazabina ugruyor.Kizgin tanri tam asiklar gecerken nehir yatagini kiriyor. Naipur yardan asagiya dusup bir kayaya donusuyor.Toraba ise tepenin yukarisinda sevgilisine bakan ancak ulasamayan bir agac oluyor.Bulundugum cografyanin mitolojik aciklamasi boyle..Jeolojik aciklamasi ise daha az romantik.Milyonlarca yil once bolgede yeryuzu kirilinca lavlar bolgeyi kapliyor ve gectigi alanda katman katman teraslar olusturarak soguyor.Iste bu teraslarin uzerinde once yesil orman ortusu; yani yagmur ormani gelisiyor. Son etapta ise bolgeye Guney Brezilyadan gelen Iguazu nehri ile Parana nehirleri ulasiyor.Iki nehrin bulustuklari noktaya ise Seytan Bogazi deniyor.
IGUAZU PARKI
Bu cennet kosesini bu kez Arjantin tarafindan daha yakin gornek icin;ikinci gun Puerto Iguazu otobus terminalinden Iguazu Dogal parkina dogru yola ciktim. Her yarim saatte bir kalkan otobusle 20 kilometre uzakliktaki park alanina ulasak cok kolay oldu..Park oldukca iyi organize edilmis etaplardan olusuyordu.Asagi Hat;Yukari Hat;Yesil Hat;San Martin Adasi ve Macuco Hatti gibi bolumlere ayrilan parki dolasmak icin en az 8 saat gerekiyordu.Ben de oyle yaptim.
BUYUK MACERA
Daha once Iguazuyu ziyaret eden herkes mutlaka gormem gerektigini soyledigi icin ilk is olarak (Buyuk Macera) isimli motor turuna rezervasyon yaptirdim.Dogru soyluyorlarmis. Uzun suredir bu kadar eglenmemistim.Yaklasik 1 saat suren gezinin ilk bolumunde bizi genis askeri kamyolara aldilar.Bir rehber esliginde yaklasik 20 dakika yagmur ormaninda ilerledik.Aldigim bilgilere gore;670 kilometrekarelik parkin sadece yuzde 20 si ziyarete acikmis.Park sadece bolgenin degil tum dunyanin bio cesitliligi ve ekolojik dengesi uzerinde cok onemli bir rol oynuyor..Yari -tropik olan parkta 450 den fazla kus ve 70 in uzerinde memeli hayvan yasiyor.Sadece park bolgesinde 1000 (bin) den fazla bitki cesidi var.Misiones bolgesi Arjantin cografyasinin sadece yuzde 1 ini kaplamasina ragmen,ulkedeki kus turlerinin yarisini barindiriyor.
Iste bu bilgiler esliginde ormandan ilerlerken kamyonumuz birden durdu.. Rehber ileride yuksek bir agacin govdesinden adeta sepet gibi asili duran pembe renkli orkideleri gosterdi
Meger parktaki 85 cesitli orkideden bir cinsi agac govdesinde yetisiyormus..Ilk defa goruyordum.
Az ileride ise bu kez albeniden uzak ciliz bir palmiyenin onunde durduk.Ismi ( Palmito) imis. Meger Siyah meyveleri yagmur ormaninda basta tukanlar olmak uzere bircok hayvanin besin kaynagiymis. Ayni zamanda bitkinin tepesindeki "palm heart" (palmiye kalbi) denilen kubbe ise lezzetli "gurme salatalari"nin bastaci imis. Lezzetli bir ralm haert yiyebilnek icicn agacin en az 15 yasinda olmasi gerekiyormus.Sirf bu nedenden oturu kacak ormancilar binlerce palmiyeyi yoketmisler.Palmiyenin kalbi kesildiginde bitki yasayamadigindan ,yagmur ormaninda bircok hayvan da ac kaliyormus.Yani dogal yasam bu lezzet avciligi yuzunden buyuk bir yara almis. Dogada herseyin birbirine ne kadar bagli oldugunu gosteren onemli bir ornekti.Su anda sadece yagmur ormani disinda yetistirilen palmiye kalbi tuketimine yasal olarak izin veriliyor.. (daha sonra ne menem bir sey oldugunu merak edip; kasabadaki restorantta sertifikali bir palmiye kalbi salatasi yedim.ileride bahsedecegim)
Kamyon ilerledikce rehber saymaya devam etti..Meger park (Buyuk kedilere) de evsahipligi yapiyormus.Yani Jaguarlarin dogal yasam alani imis (!!) Ayni zamanda puma; jaguarundi ; margay kedisi gibi hayvanlari barindiriyormus.Ancak nesilleri giderek tukenen bu hayvanlardan park genelinde sadece 70 jaguar bariniyormus.(Yahu ben nereye geldim) diye dusunurken kamyondan indik.Kisa bir patikadan asagiya yuruyup nehrin kiyisina ulastik.
SAGLAM BIR DUS
Burada 30 kisilik surat motorlari bizi bekliyordu.Can yeleklerini giyip,esyalarimizi su gecirmez plastik torbalara koyduk. Cok istememe ragmen daha once rafting turlarina hic katilamamistim. O nedenle bu geziye katilmak cok hosuma gitti.Sonraki 10 dakika boyunca surat motoruyla selalelerin yanlarinda gezdik..Oyle guzel ve oyle guclu akiyorlardi ki hayran olmamak elde degil.Son 10 dakikaya girdigimizde San Martin selalesi karsida duruyordu. Rehber fotograf cekilebilmesi icin bir sure motoru durdurdu.Sonra tekrar hareket ettik.Ne yapacagiz diye dusunmeye firsat kalmadan motor tam gaz selalenin altina dogru ilerledi. Saka yapmiyorum. Tam altina dogru !!Yaklastikca motordan cigliklar yukseliyordu..Ve az sonra selale bizi yuttu..30 saniye kadar bu kuvvetli su kutlesinin altinda kaldik..Bir yandan guluyorum bir yandan gozlerimi acamiyorum..Saglam bir dus aldiktan sonra geri donduk.Olaganustu eglenceliydi.
SAN MARTIN ADASI
Buyuk Macera bolumu sona ermisti: buradan sonra parki gezmeye kendim devam edecektim. Isin guzel yani park icinde butun etaplara ulasim ucretsizdi. Ancak yanima yedek giysi almadigim icin yaklasik 2 saat boyunca ic camasirima kadar islanmis vaziyette dolastim..(!!) Hemen motorla karsida bulunan San Martin adasina gectim. Az once ic camasirima kadar islandigim selalaye bu kez karsidan bakiyordum. O da ne ? Sularin kayalara carptigi noktada muthis bir gokkusagi vardi. Meger bu bolgede cok dogalmis. Ancak ben ilk kez bir gokkusaginin tam uzerinden baktim. Biliyorsunuz; genelde altindan gecerseniz dilek dilenir ama ben yine de bir dilek tuttum.Belli mi olur? Belki tutar. (haha) San Martin adasindan geriye aklimda kalan bir diger ani ise donus yolumda iguana ile karsilasmamiz oldu. Kivrila kivrila uzanan kisa patikadan ontarafa gidiyordum.Bir koseyi dondugunde yerde tam karsimda onu gordum..Gercekten bir kedi buyuklugundeydi!! Tombul kollari vallahi Garfield'in kollari gibiydi..Hantal hantal o da on tarafa dogru gidiyordu..Gorunce oyle bir ciglik attim ki, o da ben de baska tarafa kacistik..Onun yuzunden geri donup girise tam ters istikametten dolastim..(haha)
IGUAZU PARKI YUKARI VE ASAGI PARKURLAR
Tekrar motorla karsiya gecip bu kez selaleleri degisik perspektiften goren etaplara gectim.
Diyorum ya,parki gezmek pentatlon yarislari gibi (!) birinden digerine devam ediyorsunuz. Once selaleleri alt acidan goren Asagi parkuru gezdim.Sonra da ust aciya ciktim.Dingin nehrin tepeden nasil asagiya dokuldugune tanik oldum.Bunlari kolay kolay anlatiyorum ama her bir parkurun cevresinden dolasmak en az 1 saat surdu.(!!) Bana tum yorgunlugumu nutturan ise geziye eslik eden yuzlerce kelebek oldu.Birbirinden farkli renklerde olaganustu guzellikte kelebekler her an heryerdeydi..Parkta her koseden kelebekler fiskiriyordu.Kafamda, cantamda, kolumda kelebeklerle yurudum..Samimi soyluyorum;Iguazu dogadaki ozel mekanlarindan biri..
TARIHCE
Bu ormani evleri bilip;onu yoketmeden doga ile barisik yasayan Guaranilerin gecmisi millattan sonra 1000 yilina kadar gidiyor.Bolgeye beyaz adamin ulasmasi ise 450 yil oncesine rastliyor.Onu ilk goren 1542 yilinda Alvar Nunez Cabeza de Vaca isimli Ispanyol oluyor. Ve "beyaz adam" selalelere bakip "Santa Maria" adini layik goruyor..Bence su anda sevindirici olan selalelerin ona ilk ismini veren Guaranilerin dilinde yani (Iguazu) olarak anilmasi .Beyaz adamin bu cennet kosesini farketmesi ile gorsel solene olan ilgi yavas yavas artiyor. Bolgedeki ilk turizm hareketi ise 19.yuzyilin sonlarina rastliyor.. Victoria Aguirra isimli bir bayan bolgenin ilk ziyaretcilerden. Onun devrettigi fonlarla orman icinden selaleye ilk tren hatti kuruluyor.. Giderek artan ilgiyi dikkate alan hukumet;1902 yilinda unlu peyzaj mimari Carlos Thays ile anlasiyor.Ve su an binlerce turistin gezdigi parkin temelleri atiliyor.
SEYTAN BOGAZI
Oldukca iyi duzenlenmis parkin hic suphesiz en can alici noktasi iki nehir sularinin kavustugu derin bogaz.Ismi (Garganta Del Diablo ya da Seytan Bogazi) Bu canavari gormek icin Ekolojik Tren ile once Seytan Bogazi istasyonuna gittim..Orman icinden gecen 10 dakikalik tren hatti boyunca kelebek ordusu trene eslik etti. Istasyona vardiktan sonra ise demir konstruksiyon bir kopru uzerinden Seytan Bogazina dogru 10 dakika yurumek gerekiyordu.Yurtdisindaki bazi hayvanat bahcelerinde tehlikesiz hayvanlar kafeslerde barinmiyor, Siz onlari acik alanda belirli mesafeden gorebiliyorsunuz.Bu parkur biraz bana onu cagristirdi. Once koprunun altinda akan sakin nehirde en az 5 kiloluk bir balik gordum.Az ileride ise kalabalik bir seyi fotografliyordu. Yaklasinca gordum.Su yuzeyinde minik timsah yavrusu uyuyordu.Saka yapmiyorum. Fotografini cektim. Demir kopru uzerinden ilerledikce ona dev su kutlesine giderek yaklasiyordum.Bir sure sonra sesini duydum. Canavar delicesine homurduyordu. Az ilerideki kalabalik olaganustu manzaranin isaretcisiydi..Yanina ulastigimda bir sure sadece bakakaldim.. Oyle gucluydu ki anlatmak icin kelimeler yetersiz. Hatirlayacak misiniz bilmem, hani " The Mission" (Misyon) filminde rahibin carmiha gerili olarak selaleden asagiya dustugu yer iste tam burasi.(!!)3 yada 4 barajdan ayni anda su birakildigini dusunun. Oylesine deli,oylesine guclu ..Ve tum bu manzarayi beton baraj duvarlari degil vahsi yesil bir bitki ortusu sariyor..Olaganustu. Doganin gucu karsisinda insanoglu bir su damlasindan farksiz..Bunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz.Oyle guclu gorunuyordu ki; gercekten icine atlayip kaybolmak istedim.(Bana bu seyahatte bana sulara atlama hissi geldi ya hadi hayirlisi.(haha))Dakikalarca seyrettim.Onlarca kez denklansore bastim.Gercekten bunca yurumeye ,butun gun dolasmama degmisti.Gerisin geri trenle parkin girisine dondugumde parkta tam 7 saattir dolastigimi farkettim.Ne kadar yoruldugumu otobuse bindigim an anladim.Motele dondugumde yemek bile yemeden uyudum.

1 comment:

Şengül Samancı said...

yakında dönüyor olman senin için ne kadar üzücüyse de ben seviniyorum, özledim seni ve burada anlattıklarını tekrar tekrar senden dinlemek için sabırsızlanıyorum.....