




...................................................................................................................................................................................................................................................................................
Gezegendeki bitki ve hayvanlarin yuzde 80 ini barindiran yagmur ormanlari dunyanin ekolojik dengesi uzerinde cok onemli bir rol oynuyor...Iguazu dogal Parki da aslinda 3 ulkenin "Yesil Koridoru" Brezilya ;Arjantin ve Paraguay genelinde 1 milyon 200 bin hektar orman alani var.
Iklimlerin gun gectikce degismesinden, kirlilikten, ozondan sikayet eden bizler,onu yokettikce kendi sonumuzu da kendi ellerimizle hazirliyoruz .Bu nedenle yagmur ormanini daha yakindan gormek istedim.
Parkta eglence ve selale etaplarini tamamlamistim.Ancak asil merakim selalelerin arkasinda surup giden dogal yasamla ilgiliydi.Onu daha yakindan tanimak icin ne yapabilirdim? Aradigim cevabi Danisma Merkezinden aldim.Park bunyesinde yer alan gidis gelis 7 kilometre uzunlugunda ( Macuco Hatti) denilen bir parkur vardi. Gidecektim karar vermistim.
MACUCO HATTI
Ucuncu gun sabah erkenden parka geri geldim.Danisma Merkezinden bana parkurla ilgili bir harita ve (Vahsi Hayvanlar) baslikli bir sayfalik bir uyari kagidi verdiler.(!) Saka gibi ama sonucta burasi hayvanlarin memleketiydi.Her turlu duzene ve organizasyona ragmen ziyaretcileri yine de tehlikelere karsi uyarmak ise yapilacak en akillica seydi.
VAHSI HAYVANLARA KARSI UYARI
Buradan sonra yazdiklarim baska bir gezegene geldigimin kaniti gibiydi.Bu kagidi omur boyunca saklamak istiyorum.Beyaz fotokopi kagidinin on yuzunde bir jaguar altinda da bir yilan resmi vardi.Efendim,vahsi kediler aslinda uysal ,sessiz hayvanlarmis (haha) O sizi gormezse oradan hemen uzaklasin diyordu.Ancak olur da karsilasirsaniz,yavas ve yuksek sesle konusnak gerekiyormus. Kedilerin icguduleri kacani kovalamak oldugu icin gorunce asla kosup kacmamak gerekiyormus.Ve asla yere yatip olu taklidi falan yapmayacakmissiniz.Mumkun oldugunca oldugunuzdan buyuk gorunmeye calisacakmissiniz (iste bu benim icin biraz sorun olabilirdi (ha..ha ) Cocuklari kucaginiza alip ;kollarinizi falan havaya kaldirmak gerekiyormus. Yuksek bir yerin uzerine cikmak akillica olurmus ancak asla bir agaca cikmayin deniyordu.Son olarak goz temasini asla kaybetmeden ve arkanizi ona donmeden geri geri girmek gerekiyormus..(hani evlerden uzak ama bir gun lazim olur haberiniz olsun !)
Gelelim en sevdigim(!!) hayvanlar olan yilanlara. Ormanda yururken agac kutuklarini,taslari asla yerindan kaldirmayin ve elinizi kovuklara sokmayin deniyordu.Efendim, onlarda kendilerini sikismis ve tehlikede hissetmedikleri surece zararsiz hayvanlarmis. Kacabilecekleri bir alan birakin yaziyordu.Her iki durumda da vahsi hayvanlari gordugunuz yerde park gorevlilerine haber verilmesi isteniyordu.Yaziyi okuyunca danisma merkezindeki kizin suratina baktim. Dogal olarak. " Buyuk kediler mi ? Nasil yani?Parkur guvenli mi ? " diye sordum. Bana donup "Kediler ormanda gece yasarlar"dedi..Ne olur ne olmaz:Ne me lazim bileyim de.(!!) Ve bir cesaret parkura dogru yola ciktim.
URKEK TAVUK
Kilavuz kitabim sabah erken saatte gidin diye tavsiye ettiginden,erken gelmistim ama bu sefer de parkurda kimsecikler yoktu.Daracik orman yolundan iceri dogru yurudum.Uc bucuk kilometrelik parkur 6 istasyondan olusuyordu. En son noktada selaleyi gordukten sonra ayni yoldan geri donmek gerekiyordu.Ilk istasyon 200 metre ilerideydi.Oraya kadar gidip durdum.
Galiba yapamayacaktim.Onumde ormanin icine dogru bir yol gidiyordu ve bir de ayni yoldan geri donmek zorundaydim.Ancak (ya sansima; gece uykusu kacan bir buyuk kedi karsima cikarsa? ya birazdan ayagima bir yilan sarilirsa?) gibi binlerce dusunce beynimden geciyordu. Gerisin geri parkurun girisine yurudum. Ancak bir yandan da yagmur ormanina bir daha gelebilecek miyim diye soruyordum.Hem bilinmez bir cangilin ortasinda degil,bir parkin icinde,turistler gezsin diye acilan bir parkurun girisindeydim.Bu kadar dogadan korkmamin bir anlami yoktu.Dogayla barisma zamanim gelmisti.Sirt cantami sirtima gecirdim ,nefesimi dengeledim ve yurumeye basladim.
BASKA BIR DUNYA
Etrafta sadece kus sesleri vardi.Bir de ben yanlarindan gecerken seslerini kesen circir bocekleri..
Bazen calilarin icinden bir kipirti hisseder gibi oldugumda,aldirmadan hizlica devam ettim. Sonucta sabah erken saatte hemen yanibasimda muthis bir hayat akip gidiyordu.Biraz heyecan,biraz hayranlikla ancak hicbir hayvan gormeden tam 2 kilometre ilerledikten sonra bir anda onumde fotograf makineleriyle turistler gordum.Yasasin (!)benden once parkura gelenler vardi..Elleriye bana (sessiz ol) isareti yaptilar.Orada bir sey vardi Anlamistim.Sonra onu bir agac dalinda gordum.Hayatimda ilk defa (tukan) goruyordum.Allahim ne kadar guzeldi. Kirmizi gagali kargadan biraz buyuk ve tombul bu kuslarin memleketi burasiydi. Toco Tukanlari park alaninda yasayan 5 tukan cinsinden birisiydi.Agzim acik yukari bakarken hizla ortadan kayboldu. Gercekten cok suratli ucuyorlar. Artik yanliz olmadigimin verdigi guvenle turistlerden ayrilip selalenin yanina gittim.Hani filmlerdeki gibi birden ormanin icinden karsiniza cikan ve onundeki su birikintisine dokulen bir selaleydi.Orman guzelliklerini kendi icinde barindiriyordu.
DONUS YOLU
Donuste ayni parkurdan bu kez cok daha yavas,dingin ilerlemeye basladim.Dogayi dinliyordum. Aklima cok kisa bir sure once gittigim Mel Gibson'un son filmi ( Apocalypto) geldi.Bu cografyada yasamis yerlilerin hayatlarini anlatiyordu.Filmi seyrederken ormanda bir yasamin nasil olacagini dusunmustum. Doganin dilinden anliyorlardi. Onun dengesini bozmadan baris icicnde onunla yasiyorlardi.Iste tam bunlari dusunurken tamamen dingin ormanda ileride bir kac yapragin kipirdadigini farkettim. Sanki oradan minik bir ruzgar gecmis gibi. Durdum. Film aklina geldi.Boyle oldugunda yerliler durup bekliyorlardi. Gercekten 30 saniye sonra koseden iki turistin geldigini gordum.Inanilir gibi degil.Oyle sasirdim ki. Dogruydu. Evet, eger isaretleri okuyabilirseniz ormanin bir dili vardi .Gorunen her kipirti altindan bir sey cikacagi anlamina gelmiyordu. Cogu durumda dogadaki canlilarin algilari cok daha kuvvetli oldugu icin, bizden once tehlikeyi hissedip bulunduklari yerden kaciyorlardi.Ormanla ilgili bir sey ogrenmistim.Oyle mutlu oldum ki anlatamam..Ben dogayla butunlesiyordum. Yillardir yilan cikabilir korkusuyla cimenlerin uzerinden bile yuruyemeyen ben,bir yari-tropik ormanda yapraklara bakip acaba biri mi geliyor diye bekliyordum.Inanilir gibi degil (!)
YESIL PARKUR
Yol boyunca bu sefer gozlerimi dort degil bes acinca agaclarin uzerindeki sincaplari, agackakanlari ve yanindan gectigim aglarin ortasindaki orumcekleri farkettim.Her gordugume dogaya tesekkur edip basladigim noktaya geri dondum.Parkur girisi tren hattinin yanindan geciyordu. iste tam o noktada agaclarda bir hareketlilik gordun..Kenardaki agaclarin tepesinde bir sey vardi. Yine sincap mi diye karsiya gectigimde agac uzerinde 7 yada 8 maymun vardi..Cok guzellerdi.(!)Aslinda Kahverengi Capuchin cinsi bu maymunlari park genelinde belirli noktalarda onlari gormek pek sasirtici degilmis. Cunku insanlarin onlara yemek vermesi sonucu pek kacmiyorlarmis.Parkurun belirli noktalarinda "Maymun ve Coatilere yemek vermek kesinlikle yasaktir ve cezaya tabidir" yaziyor. Cunku besledikce dogal ortamlarindan kopup adeta bir hayvanat bahcesi ortaminda yasamaya mahkum oluyorlar.
COATI
Geleim son suprize.Her yerde ismini duydugum bu hayvanlar neyin nesidir demeye kalmadan son 200 metrelik Yesil parkurda karsima ciktilar. Uzun burunlu kuyruksuz hayvanlardi ve cop
kutusundan yemek arakliyorlardi... Soylendigi kadar varmis.Bizim insanoglunun hayvan besleme meraki yuzunden fast food bagimlisi hayvanlar olmuslar.Hatta son arastirmalarda kanlarinda kolestrol tesbit edilmis.Bu nedenle kendi besinlerini kendileri bulsunlar diye artik onlari beslemek kesinlikle yasakmis. Ancak gordugum kadariyla besinleri aradiklari yerler halen ormanin ici degil maalesef..Cop kutulari..Dogal yasami zarar verdikce aslinda herseyin dengesi altust oluyor.Cunku ormanda saat gibi isleyen birbirine bagli bir yasam akip gidiyor. Onlarin evlerini yokettikce,ac biraktikca, ya da olur olmaz simariklikla dogal yasamlarindan kopardikca kendimizi de dogadan kopariyoruz.
Son arastirmalara gore 1930 ile 1953 yillari arasinda bolgede 100 bin kilometrekare yagmur ormani yokolmus. Durum bu kadar korkunc.
YEMEK ZIYAFETI
Tum bu dogal solenden sonra aksam yapmak istedigim bir sey vardi.Aileden gelen gelenegim; bir yere gidince oranin yerel lezzetlerinden tatmadan donmek olmaz.Motelde ahbap oldugum Ingiliz bir ciftle beraber kasabanin en guzel restoranina gittik. Iki seyi merak ediyordum.Surubi isimli bir cesit gol baligi ile meshur gurme salatasi ( palmiye kalbi ) yiyecektim. Soyleyeyim balik olaganustu degildi..(Yagmur ormani disinda yetistirilmis)Palmiye kalbi salatam ise aynen enginar tadindaydi.Istanbulda da enginara bayilirim. Salata gayet lezzetliydi.Ancak lezzetli bir salata icin doganin dengesini bozmak ne kadar adil karar sizlere ait.
SON BIR DURAK
Misiones bolgesi bana bambaska bir cografyada doganin icinde bir gorsel solen sunmustu. Bolgeden ayrilmadan once ise gormek istedigim cok onemli bir duragim daha vardi. Oyle ya " The Mission" ( Misyon) filminin muziklerini bosuna mi almistim?
No comments:
Post a Comment