BIR YOLCULUK BASLIYOR

BIR YOLCULUK BASLIYOR

Saturday, February 24, 2007

ALICE HARIKALAR DIYARINDA






Sonunu bilerek baslamakti benimki..
Belki heyecani,
huznu,olaganustulugu bundandi..Daha yola cikarken ilk ve son kez gorecegimi biliyordum. Belki bu yuzden gunluk bir tura (12 saat icin 80 US$)hayatimdaki en yuksek ucreti odedim.Degecegini biliyordum..Oyle oldu.
YOLCULUK
Sabah yedide beni motelimden aldilar.Yaklasik 30 dakika sonra Puerta Bandera isimli limana geldik.. Senaryo degismemisti.. Yine parka giris icin ekstra ucret odemek gerekiyordu.. Gercekten parasinda degilim ancak sabahin korunde otobusten inip kuyruga girmeye ne gerek vardi.. Artik homurdanacak kadar Ispanyolcam var ya.."bu bir sistem isi" dedim.. Arkamdaki Arjantinli " bizim memlekette sisteme kizacak daha o kadar cok sey var ki" demez mi.. Ne kadar tanidik..Bu sefer gayet modern bir katamarana dogru ilerledik. Son derece kibar murettabat bizi giriste karsiladi. Parayi verince hizmet de ona gore oluyor..
BUZ YESILI
Etrafinizda engin daglar dusunun.. Bir golde ilerliyosunuz..Gol dediysem bizim Van Golu gibi.. Arjantinin ismini tasiyor,ulkenin en buyuk golu..Ancak seyahatin ilk dakikasiyla siradanliktan uzaklasiyorsunuz.. Dibini gormediginiz ucuk yesil,tilsimli bir suda ilerliyorsunuz....Hani (buz yesili) diye bir renk vardir bilir misiniz? Meger tecrube etmis de koymuslar..Buz yesili sizi kendine hapsediyor..Oyle garip bir isiltisi var..Gercekten motordan atlayip icinde kaybolmak istiyorum..Soguktur biliyorum ama galiba ilk kez sogugu seviyorum.Sudaki dogal reaksiyonun uluslararasi ismi;"Glaciar milk" ya da "Leche Glaciara" imis. Turkcesi " Buzul Sutu".Bu tilsimli rengi buzullardan suya karisan mineraller veriyormus..Sabahin erken saatlerinde Seytan Bogazi denilen dar bir bogazdan gectik.Hergecen dakika buzullara daha cok yaklasiyorduk.Ben ise ;sanki Alice Harikalar Diyarina gelmis de yol aliyor gibiydim..
ILK DURAK ONELLI GOLU
Iki katli turist otobusleri gibi,golde ilerledikce hoparlorden cevremizde gorduklarimizle ilgili bilgi verildi.Asil gorsel solen; ogleden sonra baslayacakti.Ogle saatlerinde;katamaran bir kiyiya yanasti...Burasi Onelli Golu kiyisinda bir dogal park imis..Motordan inip bir ormanin icinde yurumeye basladik. Yaklasik 5 dakika sonra garip bir kus sesi kulaklarimizda cinladi...Rehber ismini soyledi ama anlamaya Ispanyolcam yetmedi.. Sadece kafami kaldirdigimda iki tanesini agacin dallarinda gordum..Yemyesil papaganlardi. Inanilir gibi degil! Fotograf makinemi cikardim.Ancak onlari goremedim..Yemyesil renkleri agacla o kadar kamufle olmuslardi ki ;vizorumde kuslari secemedim..Garip bir ormana ,garip bir cografyaya gelmistim,orasi kesin..
BUZDAN HEYKELLER
Yaklasik on dakika yuruyusun sonunda bir golun kenarina geldik.. Gol dediysem ;bir acik hava heykel muzesi dusunun.. Bir golun uzerinde buzdan yapilmis soyut sanat eserleri yuzuyor..Sanki acikhavada buzdan bir sanat atolyesine gelmis gibiyim..Yuce yaratici gunes isinlariyla her dakika onlari ozenerek yontmaya devam ediyor..Tam karsidaki vadide Onelli;Agassiz ve Bolada buzul daglari birbirini kucakliyor..Buzullardan kopan parcalar da onumuzdeki Onelli golunde yuzuyor.Olaganustu bir manzara..Etraftaki sessizlik tum bu olaganustulugu bir kat daha arttiyor..Tam bu noktada yemek molasi verdik.. Bir gun onceden soylemislerdi. Cok pahali bir restoran ya da kendi sandwicinizi getirme sansiniz var diye.. Ben ikincisini tercih etim.Buzdan heykelere bakan bir kayanin uzerine tuneyip, peynirli sandwicimi disledim..Hani o an kafasini sudan bir yaratik cikarsa,ona da sasirmayacaktim. Oylesine dunyadan kopuk,bir bilim kurgu fiminin icinde gibiydim..
BAMBASKA BIR DIYAR
Derin dondurucuyu actiginizda yuzunuzu yalayan o sogugu hatirlayin..O sogukta bir teknenin icinde gidiyordum..Rehber Arjantinin en buyuk buzulu olan Upsala Buzuluna dogru ilerledigimizi soylendiginde ;tekrar ust guverteye ciktim.Ayagimda ev sahibimden emanet iki numara buyuk botlar;uzerimde kat kat montlarim vardi.. Hersey egreti.. Hersey uydurulmustu.. Ancak buradaydim iste.
BUZ MAVISI ARJANTIN
Bir buyulu vadiye girmis gibiydik..Etrafimizda buzdan devasa heykeller yuzuyordu..Hayatimda ilk kez iceberg goruyordum.Motorumuz aralarinda slalom yaparken ; beynimde onlarca dusunce de birlikte kayiyordu.Yasadigim cografyadan oylesine farkli bir yerdeydim ki;adeta gerceklik duygumu yitirdim.Bundan bir yil once burada olabilecegim aklimin ucundan gecmezdi.Samimi soyluyorum; bir an gozlerimdeki yaslara engel olamadim..Hayatimda hic tahmin etmedigim bir cografyada olaganustu bir manzara ile karsi karsiyaydim..Onumde akip giden o anlari hayatimda bir daha yasamayacagimi biliyordum.Ancak herseye degerdi. Ailem , sevdiklerim , dostlarim icin onlara bir kez daha baktim.Iki gozumle degil,yuregimle manzarayi icime cektim.Ve Tanriya tesekkur ettim. Hersey icin tesekkur ettim.Biz yol aldikca iceberglerin bazilari suya batip cikiyordu. Yaklasik yuzde 15 ini gorebildigimiz bu buzdaglarinin yuzde 85 i suyun altindaydi..Hani dedikleri gibi ;"gercek" derinlerde gizliydi.. Kavramak o kadar kolay degildi..Rehberden ogrendigim kadariyla,buz katilastikca isigi gecirgenligi de azaliyormus.. O nedenle buzullarin cogu acik mavi. Bazilarinin renkleri ise parlament mavisine variyor..Bir gorsel solen gozumun onunden akip gidiyordu. Hani birazdan kollarini acmis Kate Winslet ile Leonardo Di Caprio onumden gecse ;belki rahatlayacaktim.Bunlarin hepsi filmmis diyecegim. Oysa gozumun onundeki hersey gercek.Bir o kadar da gercek disi..Diyorum ya,dusunce bombardimanina tutulmus gibiyim.Ilk defa o an ;Arjantin bayraginin neden acik mavi ve beyaz oldugunu anladim.Cunku bu cografyada iki renk birbirine bu kadar yakisamazdi.
UPSALA BUZULU
Motorumuz adeta bir kayak pistini andiran ;daglardan baslayip;bir ucu denize uzanan Upsala buzuluna dogru ilerledi.Upsala yaklasik 100o (bin) kilometrekare alana yayilan bir buzul. Maalesef gun gectikce eriyen buzullardan biri.20.inci yuzyilda Isvecli bir universite burada ilk kesif calismalarini yaptigi icin onlarin adi verilmis.Guney Amerikanin en uzun buzulu olma ozeligini tasiyor..Buzdan bir ucak pisti gibi gercekten:Arjantin hava kuvvetleri uzerinde talim yapiyormus..Ayrica bazi tur sirketlerinin bu buzul uzerinde "minitrekking" turlari var. Ancak bu kadar emanet kiyafetle yapilacak isler degildi elbet..
SPEGAZZINI BUZULU
Son duragimizda ise,bu kez en "yuksek buzul dagini "ziyaret ettik.Buzdan devasa bir duvarin yakinina geldik.En onemli ozelligi henuz erime isareti vermemesi.Sevindirici tabi.Tam tersine hergecen gun genisliyor.Ismini Carlos Spegazinni isimli bir botanikciden almis.Dogal cevresi ile en etkileyici buzullardan biri olarak kabul ediliyor.Buyuleyici bir durusu var..Yanindan ayrilirken tepeden minik bir parca kopup suya karisti..Sanki kafesinin yakinina gelince tepki veren vahsi hayvanlar gibi..Sanki (sinirima fazla girmeyin) dermis gibi..
KURU BUZUL
Gun gectikce isinan dunyamizda iklimler degisiyor,mevsimlerle ilgili ezberimiz bozuluyor. Nedenlerini bu kadar yakindan gormek beni daha da sasirtti.Donus yolunda kuruyan bir buzul gorduk.. Suyu cekilmis bir nehir gibiydi..Kuculmus.. Gecmisin izlerini dagin eteklerine birakmisti. Soguk hava ve gorduklerim beni oyle carpti ki,donus yolunda iceri girip biraz uyudum. Hani masallarin sonunda uykuya dalan masal kahramanlari gibiydim. Uyandigimda basladigim noktaya geri donmustum. Ancak ben eski ben degildim. Gorduklerimden sonra hicbir sey eskisi gibi degildi biliyorum..

1 comment:

Anonymous said...

Yine bir solukta okudum usuaia yazılarını. Hep görmeyi hayal etmiştim, sen anlattıkça daha çok görmeyi istiyorum artık. Kalemine sağlık. Dönme derim ben sana:)