


Burada gecirdigim gunlerle ilgili geriye donup baktigimda hatirlayacagim en onemli sey kendimi gunun akisina birakmam olacak..
Cunku Istanbul'da yapmadigim,yapamadigim kadar ani yasamayi deniyorum. Ancak hic alisik olmadigim icin,kendim de karsilastigim tesaduflere sasiriyorum..Belki de hayatta hicbirsey tesaduf degildir..Kimbilir..
CAFE TORTINI
Bu yazi aslinda Buenos Aires'in en onemli tarihi kafesi hakkinda olabilirdi.. aslinda bu yazi hic olmayabilirdi cunku sabah evden okula gitmek icin cikmistim..Ancak hergun okula gec kaldigim icin bugun bir degisiklik olsun diye erken gideyim dedim(haha) Okula 1 saat erken varinca,bu kez de cok erken olduguna karar verip,uzun suredir merak ettigim tarihi kafede kahvalti yapmaya karar verdim..duvarlarinda ressamlarin degerli tablolarini ve unlu yazarlarin imzalarini tasiyan kafede sabah kahvaltisi pek keyifli geldi..
SALONLAR
Oyle uc bes satirla anlatilacak bir yer olmadigi icin soyle arkaya dogru bir goz atayim dedim.. Cunku kafenin arkasina dogru yazarlarin bustlerini ve mumyadan heykellerini goruyorsunuz..
Kilavuz kitabimdan salonlarinda tango gosterilerinin yapildigini da okuyunca,merak ettim..Uc salondan ilki adeta bir calisma odasi gibiydi.. duvarlarda kitaplar ve cerceveli resimler.. Ortadaki masada kafenin kurulusunu belgeleyen kupurler..Inanilmazdi.. acaba salonlari kiraliyorlar mi diye dusunurken,yan tarafta bir basin toplantisi oldugunu gordum..Ayni soruyu oradaki gazetecilere tekrarlayinca.."dogru,ayrica su anki toplanti da gazetecilikle ilgili,isterseniz siz de buyurun " dediler :)
GAZETECILIK MI?
Okulda olmam gereken bir saatte kendimi bir salonda Latin Amerikada cikarilan bir derginin kurulus yildonumunde buldum..Once Latin Amerika ile ilgili " yorumsuz" fotograflardan bir slayt gosterisi izledim..Bir yandan da gazeteci milletinin her yerde ama heryerde beden dillerinin iletisimlerinin ne kadar birbirlerine benzedigini gozlemleme sansim oldu..British Council tarafindan duzenlenen toplantida daha sonra Ingiliz bir bayan akademisyenin " Freelance (serbest) gazetecilik" konulu minik konferansini dinledim .. Iyi mi? Ulkesinde basin yayin ogrencilerinin ve ozellikle kadinlarin daha cok "freelance(serbest)" gazetecilige ilgilerinin arttigini anlatti..Toplanti bittiginde yanina gidip kendimi tanittim.Maasli bir gazeteci olarak 14 yildir araliksiz calistigimi ve artik uretemedigimi dusundugumu ancak bizim ulkemizde "freelance" gazetecilige gecmenin finansal nedenlerden o kadar kolay olmadigindan bahsettim..Bir sure durup yasantima bakmak istedigimden bahsettim.Calismalarini incelemek icin mailini istedim.. Meger uzun yillardir bizim Dalyanda cesitli kurslara katilan bir kadinmis.." Senin icin simdi durup,dusunme zamani" dedi.." kafana bir sey takilirsa,mail at" dedi..
TESADUF
Okulu asmis biri olarak ,salondan cikip yururken ne garip bir tesaduf diye dusundum..Acaba yasamda tesadufler mi bizi yonlendiriyor.. Yoksa yasamin akisina kendimizi biraktigimizda,yani kendimize izin verdigimizde kendi gerceklerimizi mi yasiyoruz? Bilmiyorum..Sadece isimle ilgili ne kadar cok bunaldigimi bir kez daha hatirladim..
2 comments:
eh tesadüf diye bişey yoktur derler değil mi?
Akışa bırakmak anı yakalamaksa, en iyisini yapıyorsun, rastgele...
Vallahi çok harika bir durum olmuş. Bir film vardı izlemedim. İki çift aynı anda metroda buluşmak üzere anlaşırlar ama biri on saniye gecikince birbirlerini yakalayamazlar. Farklı olayları yaşarlar.
Senin ki de böyle bir şey olmuş. Ben insanın kendini daima bir duruma hazırladığını o hazırlanan an geldiğinde isteklerinin arzularının olabilirliğinin yakınlaştığına inanıyorum. Aslolan yolculuk... Yani eylemin kendisi.. Eylem zenginliğini sunuyor. Ne güzel...
Post a Comment